Tiroidit - Tiroit Bezi İltihabı (SUBAKUT TİROİDİT)
Bu hastalığa ‘’viral tiroidit’’, ‘’de Quervain tiroiditi’’ ve ‘’dev hücreli tirodit’’ isimleri de verilir. Virüsler tarafından oluşturulan bir tiroid bezi iltihabıdır. Bu hastalık yazın ve sonbaharda daha sık ortaya çıkar ve özellikle virüs enfeksiyonu (grip, nezle, üst solunum yolu enfeksiyonu) geçiren bir kişide birkaç hafta sonra ortaya çıkar.
Şikayetler:
Virüslerin yaptığı tiroid bezi iltihabının en önemli özelliği boyun ön bölgesinde şiddetli ağrı olmasıdır ve bu ağrı tek taraflı olarak kulak ve çeneye yayılır. Ağrı ortaya çıkmadan bir kaç hafta önce kas ağrısı, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ve yutkunmakta zorluk bulunabilir.
Bazen hastalık farenjit ve boyunda ağrı ile başlar ve ağrı ve hassasiyet giderek artar. Ateş 37.5 ºC-38.3 ºC ve hatta 40 °C olur. Bazı hastalarda halsizlik, yorgunluk, ateş ve eklem ağrıları olabilir. Ağrı tiroid bezinin bir tarafından öbür tarafına kayabilir. Bazen ağrı yayılmadan olduğu yerde kalır.
Bazı hastalarda ağrı çene ve kulaklara yayılır ve ağrı yutkunmakla, öksürmekle ve baş hareketiyle artar. Ağrı bazı kişilerde gece daha fazla olur. % 50 hastada çarpıntı, kilo kaybı, sinirlilik, ellerde nemlilik ve titreme olabilir. Tiroid bezinde hassasiyet, sertlik, nodül gelişimi ve büyüme olabilir. İltihabın olduğu bölge hassas ve serttir. Tiroid bezi o kadar ağrılıdır ki hasta muayene edilmesini ve elle dokunulmasını istemez.
Bu hastalık 6 hafta veya bazen 2-5 ay sürebilir ve çoğunlukla kendiliğinden düzelir.
Hastalığın Gidişi veya Seyri:
Başlangıçta iltihap nedeniyle tiroid bezinde hasar oluşur ve bezdeki tiroid hormonları kan dolaşıma dökülür. Bezde ağrı ve hassasiyet vardır. Tiroid sintigrafisinde tiroid bezi görülemez. Vücutta iltihap olduğunu gösteren sedimantasyon tetkiki çok yüksek (saatte 50 veya 100 mm) çıkar ve tiroid bezinin aşırı çalışması bulguları (çarpıntı, titreme, halsizlik, sinirlilik) olabilir.
Bu dönem 4-8 hafta sürebilir. Bu dönemde kandaki T3, T4 hormonları yüksek, TSH düşüktür; yani tiroid bezinin aşırı çalışması durumu vardır. Tiroglobulin tetkiki kanda yüksektir. % 1-5 hastada ömür boyu sürecek tiroid yetmezliği gelişebilir. Sedimantasyon 80-100 mm/saat’e kadar yükselir. Sedimentasyon normal ise hastadaki ağrı tiroid bezi iltihabından kaynaklanmıyor demektir.
Ancak bazen hastalar sedimantasyonun düşmeye başladığı dönemde doktora başvurabilir. Hastalık düzeldikçe sedimantasyon azalır ve normalleşir. Kanda beyaz kan hücresi( Lökosit) sayısı normaldir. Erken dönemde SGOT, SGPT, alkalen fosfataz, CRP ve LDH gibi kan tetkikleri yüksek olabilir. Kanda ferritin düzeylerinde de artma olabilir. Tiroid antikorları dediğimiz anti-TPO ve anti-Tiroglobulin ölçümleri genellikle yükselmez.
Tiroid ultrasonunda bezde nodül alanları olabilir. Bunların gerçek nodül olup olmadığını anlamak için hastalığın iyileşmesini beklemek gerekir. İltihabi dönemde bu alanlarda devamlı değişiklik olduğundan hastalığın düzelmesini beklemek en iyisidir.
Laboratuvar Bulguları:
Kansızlık olabilir.
Sedimantasyon yüksekliği (genellikle 50-100 mm/saat arasındadır) sık görülür.
TSH hormonunda düşüklük, T4 ve T3 düzeylerinde ve CRP tetkikinde de yükseklik (iltihabın şiddetine göre) vardır.
Tiroglobulin tetkikinde yükselme saptanır.
Ayrıca SGOT, SGPT, alkalen fosfataz ve ferritin tetkiklerinde erken dönemde yükseklik olabilir.
Anti-TPO ve antitiroglobulin antikorlar kanda yükselmez.
Tiroid sintigrafisinde bez görülmez veya silik görülür.
Tiroid ultrasonunda iltihabi belirtiler ve bezde nodülleşen alanlar olabilir.
TİROİD BEZİNDE AŞIRI SERTLİK YAPAN TİROİD BEZİ İLTİHABI (RİEDEL TİROİDİTİ)
Çok nadir görülen bu tiroid bezi iltihabında tiroid bezi tahta gibi serttir. Bu sertlik nedeniyle hastada guatr olmasa bile yemek borusu ve nefes borusuna bası yaparak nefes darlığı veya yemede zorluk yapar. Yavaş ve hızlı büyüyen guatr vardır. Boyunda ağırlık hissi oluşur.
Çoğunlukla hastaların tiroid hormonları normal olsa da % 25 olguda tiroid bezi yetmezliği (hipotiroidi) gelişebilir. Tiroid antikorları (anti-TPO ve anti-tiroglobulin antikorları) % 67 hastada yüksek olabilir. Teşhis için iğne biyopsisi yapılır. Tedavide bazı olgularda kortizon tedavisi faydalı olabilir. Rahat nefes alabilmek için cerrahi tedavi gerekebilir.
DOĞUM YAPAN KADINLARDA OLUŞAN TİROİD BEZİ İLTİHABI
Doğum sonrası kadınlarda görülen tiroid bezi iltihabına tıp dilinde ‘’postpartum tiroidit’’ adı verilir. Bu iltihap türü ağrı yapmaz ve doğum yapan kadınların % 7.2’sinde ilk yıl içinde ortaya çıkar. Bağışıklık sistemindeki bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Genellikle kanlarında anti-TPO antikoru yüksek olan kadınlarda ve tip 1 şeker hastalığı olan kadınlarda daha sık oluşur. Bu nedenle gebelik öncesi veya gebelik döneminde kanında anti-TPO antikoru yüksek olan kadınlar ile şeker hastası kadınlar doğum sonrası mutlaka tiroid hormon tetkiki yaptırmalıdır.
Bu iltihap türü genetik eğilimi olan kadınlarda ve ailelerinde otoimmün tiroid hastalığı (Hashimoto hastalığı veya Graves hastalığı gibi) olan kadınlarda daha sık görülür. Önceki gebeliğinde doğum sonrası tiroid bezi iltihabı geçiren kadınların % 75’inde tekrar oluşur. Kanlarında anti-TPO antikoru yüksek olan kadınlar ilk gebeliklerinde tiroid bezi iltihabı geçirmezlerse sonraki gebelikte % 25 oranında oluşma riski vardır.
Tiroid bezi iltihabı genellikle doğumdan sonraki ilk 6 hafta–3 ay içinde görülür. Ancak ağrı yapmadığından hastaların çoğu tiroid hormonlarının kanda düştüğü dönemde halsizlik, yorgunluk ve kansızlık gibi şikayetler olunca başvururlar.
Bu kadınlarda hafif büyük, düz ve sert bir guatr olabildiği gibi yaklaşık yarısında guatr yoktur.
Hipotiroidizm yani tiroid yetmezliği % 25 hastada kalıcı olur ve hastaların yaklaşık yarısında devam eden bir guatr vardır. Bu hastalarda tiroid hormon ilacı (Levotiroksin) ile tedavi yapılır.
TİROİT BEZİNİN CERAHATLI İLTİHABI (TİROİT ABSESİ)
Tiroid bezindeki abseli iltihap, hızlı bir şekilde başladığından tıp dilinde ‘’akut tiroidit’’ adı da verilir. Genellikle bezde abse oluştuğundan buna ‘’irinli tiroid bezi iltihabı’’, ‘’cerahatli tiroidit’’ veya ‘’bakterilerin yaptığı tiroidit’’ gibi isimler verilir.
Genellikle kan veya lenf dolaşımı yoluyla gelen mikropların tiroid bezine yerleşerek iltihap yapması ile oluşur. Sıklıkla stafilokok, streptokok gibi bakteriler ve mantarlar bu iltihabı yapar.
Belirtileri :
Ateş, üşüme, titreme ve çarpıntı ile başlar. Ateş 38.0–40.5 °C arasındadır. Tiroid bezinin bir tarafında şişme, ağrı ve aşırı hassasiyet oluşur. Ağrı nadiren kulak ve çeneye yayılır. Tiroid bezi büyür, sıcaktır ve hassasiyet vardır. Hasta başını arkaya atamaz. Yemek yemede zorluk ve lenf bezlerinde şişlik olabilir. Tiroid bezindeki iltihap abse yapar ve tiroid bezi üzerindeki cilt kırmızı bir renk alabilir.
Laboratuar Tetkikleri:
Abseli tiroid bezi iltihabında tiroid hormonlarında artma olmaz. Anti-TPO ve Anti-tiroglobulin antikorları kanda normal seviyededir. Tiroid sintigrafisinde abse alanı kendini belli eder. Tiroid ulrasonu da absenin yerini saptamak için faydalıdır. Teşhis için iğne biyopsisi yapılır. Tam kan tahlili yapıldığında Kandaki beyaz kan hücreleri (lökosit) sayısı artabilir.
Tedavi:
İstirahat ve antibiyotik tedavisi yapılır. Antibiyotik tedavisiyle iyileşme olmazsa ameliyat yapılır.
VİRÜSLERİN YAPTIĞI AĞRILI TİROİD BEZİ İLTİHABI
Bu hastalığa ‘’viral tiroidit’’, ‘’de Quervain tiroiditi’’ ve ‘’dev hücreli tirodit’’ isimleri de verilir.
Virüsler tarafından oluşturulan bir tiroid bezi iltihabıdır. Bu hastalık yazın ve sonbaharda daha sık ortaya çıkar ve özellikle virüs enfeksiyonu (grip, nezle, üst solunum yolu enfeksiyonu) geçiren bir kişide birkaç hafta sonra ortaya çıkar.
Şikayetler:
Virüslerin yaptığı tiroid bezi iltihabının en önemli özelliği boyun ön bölgesinde şiddetli ağrı olmasıdır ve bu ağrı tek taraflı olarak kulak ve çeneye yayılır. Ağrı ortaya çıkmadan bir kaç hafta önce kas ağrısı, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ve yutkunmakta zorluk bulunabilir. Bazen hastalık farenjit ve boyunda ağrı ile başlar ve ağrı ve hassasiyet giderek artar. Ateş 37.5 ºC-38.3 ºC ve hatta 40 °C olur.
Bazı hastalarda halsizlik, yorgunluk, ateş ve eklem ağrıları olabilir. Ağrı tiroid bezinin bir tarafından öbür tarafına kayabilir. Bazen ağrı yayılmadan olduğu yerde kalır. Bazı hastalarda ağrı çene ve kulaklara yayılır ve ağrı yutkunmakla, öksürmekle ve baş hareketiyle artar. Ağrı bazı kişilerde gece daha fazla olur. % 50 hastada çarpıntı, kilo kaybı, sinirlilik, ellerde nemlilik ve titreme olabilir. Tiroid bezinde hassasiyet, sertlik, nodül gelişimi ve büyüme olabilir. İltihabın olduğu bölge hassas ve serttir.
Tiroid bezi o kadar ağrılıdır ki hasta muayene edilmesini ve elle dokunulmasını istemez. Bu hastalık 6 hafta veya bazen 2-5 ay sürebilir ve çoğunlukla kendiliğinden düzelir.
Hastalığın Gidişi veya Seyri:
Başlangıçta iltihap nedeniyle tiroid bezinde hasar oluşur ve bezdeki tiroid hormonları kan dolaşıma dökülür. Bezde ağrı ve hassasiyet vardır. Tiroid sintigrafisinde tiroid bezi görülemez. Vücutta iltihap olduğunu gösteren sedimantasyon tetkiki çok yüksek (saatte 50 veya 100 mm) çıkar ve tiroid bezinin aşırı çalışması bulguları (çarpıntı, titreme, halsizlik, sinirlilik) olabilir. Bu dönem 4-8 hafta sürebilir. Bu dönemde kandaki T3, T4 hormonları yüksek, TSH düşüktür; yani tiroid bezinin aşırı çalışması durumu vardır. Tiroglobulin tetkiki kanda yüksektir. % 1-5 hastada ömür boyu sürecek tiroid yetmezliği gelişebilir. Sedimantasyon 80-100 mm/saat’e kadar yükselir. Sedimentasyon normal ise hastadaki ağrı tiroid bezi iltihabından kaynaklanmıyor demektir. Ancak bazen hastalar sedimantasyonun düşmeye başladığı dönemde doktora başvurabilir. Hastalık düzeldikçe sedimantasyon azalır ve normalleşir. Kanda beyaz kan hücresi( Lökosit) sayısı normaldir. Erken dönemde SGOT, SGPT, alkalen fosfataz, CRP ve
LDH gibi kan tetkikleri yüksek olabilir. Kanda ferritin düzeylerinde de artma olabilir. Tiroid antikorları dediğimiz anti-TPO ve anti-Tiroglobulin ölçümleri genellikle yükselmez. Tiroid ultrasonunda bezde nodül alanları olabilir. Bunların gerçek nodül olup olmadığını anlamak için hastalığın iyileşmesini beklemek gerekir. İltihabi dönemde bu alanlarda devamlı değişiklik olduğundan hastalığın düzelmesini beklemek en iyisidir.
Laboratuvar Bulguları:
Kansızlık olabilir.
Sedimantasyon yüksekliği (genellikle 50-100 mm/saat arasındadır) sık görülür.
TSH hormonunda düşüklük, T4 ve T3 düzeylerinde ve CRP tetkikinde de yükseklik (iltihabın şiddetine göre) vardır.
Tiroglobulin tetkikinde yükselme saptanır.
Ayrıca SGOT, SGPT, alkalen fosfataz ve ferritin tetkiklerinde erken dönemde yükseklik olabilir.
Anti-TPO ve antitiroglobulin antikorlar kanda yükselmez.
Tiroid sintigrafisinde bez görülmez veya silik görülür.
Tiroid ultrasonunda iltihabi belirtiler ve bezde nodülleşen alanlar olabilir.
Tedavi:
Ağrılı dönemde Aspirin veya diğer ağrı kesici ilaçlar (Apranax, Parol, Naprosyn ve Endol gibi) ağrıyı düzeltir. Bazı kişilerde ağrı gece daha fazla olur. Bu nedenle yatmadan önce ağrı kesici alınabilir. Kalsiyum, magnesium ilave verilebilir. Ağrısı, ağrı kesici ilaçlarla geçmeyen hastalarda kortizon ilacı verilir. Kortizon ile ağrı bazen ilaç alındıktan bir kaç saat sonra veya 24 saat içinde hızla geçer ve hasta rahatlar. Eğer ağrı kortizon tedavisiyle geçmiyorsa başka hastalık düşünmek gerekir. Kortizon tedavisiyle düzelen hastaların bazılarında kortizon ilacı azaltılırken ağrı tekrar başlayabilir. Bu tür hastalarda kortizon tedavisine bir süre daha devam edilir. Bunlarda şiddetli iltihap var demektir. Tiroid bezi iltihabı geçiren hastalarda boyunda rahatsızlık hissi bazı kişilerde aylarca devam edebilir. Bazen kortizon ilacı vereceğiz denilince bazı hastalar nedensiz yere korkmaktadır. Kortizon ilacının midenizde ülser veya gastrit yoksa hiçbir zararı olmaz ve boşu boşuna ağrı çekmemiş olursunuz.
Hastaların çoğunda tiroid bezindeki iltihap kendiliğinden düzelir ve hormonlar normal seviyeye gelir. Ancak hastaların % 10’nunda devamlı olan yani kalıcı tiroid bezi yetmezliği (hipotiroidi) gelişir. Özellikle iyotlu tuz kullanan veya iyot alan hastalarda hipotiroidi daha sık görülür. Tiroid bezi iltihabı geçiren bu hastaların % 2’sinde ileride tekrar iltihap olabilir.